Çizgisiz bir defter... Ne yazacağıma karar vermedim daha...
Bu minik cep aynası, benim yaşlanmama tanık olucak.
Semra'dan yine koli geldi. Deneyecek bir sürü ürün, okunacak bir çok broşür, yeni ürünlerle ilgili,
ve tabii ki notlar....
Semra'cım seni seviyorum. Bu kadar düşünceli olduğun için.
Haftasonu huzur bulmaya yine Akçakese'deydik. Deniz dalgalı olduğu için, Melisa yine tam kıyıda, kumlarla ve dalgalarla oynadı. Bende onun yüzlerce fotoğrafını çektim. Sahilde ailece uyuduk. Dinlendik.
Kum ve dalgalarla terapi yaptık.
Şu an okuyorum, ama hep bölünüyor. Hız kazanamadım.
Pazar günü, şirkette yeni kurduğumuz yürüyüş grubuyla Polonezköy'deydik. Önce berbat bir kahvaltı ( Yonca Bahçesinde)... az kahvaltı, çok kötü hizmet... sonra yürüyüş... sonrasında yine bir çay bahçesinde sohbet muhabbet....
Haftayı noktalamıştım. Bu hafta ki iş yerinde ki, müşteri problemlerinden, olumlu bir havaya geçemedim. Enerjim tükeniyor. Televizyon izlemeye dahi enerjim yok. Sadece Melisa'nın yeni İngilizce seti, test kitapları ve okuduğu kitaplara odaklandım. Bu akşam biraz vakit ayırıp, detaysız bir yazı hazırladım. Aslında anlatacak çok daha fazla şey var, şimdilik bu kadar...
Bu arada gözlerim kapalı da hatasız yazı yazabildiğimi öğrendim ;)
Yorumlar
Yorum Gönder