Cumartesi günü, Natali'den ayrıldıktan sonra, Didem'le birlikte Galata'ya gitmeye karar verdik. Tünel'e indik, sonrasında tırmanarak Galata'ya vardık. İstanbul ayaklarımın altında sözünün tam anlamıyla, İstanbul'a doymaya çalıştık. Çektiğim birçok fotoğrafı bu sefer, yeni fotoğraf düzenleme programı kullanarak hazırladım. Ama henüz çok acemiyim. Bazı fotoğrafların hareket edilip, kadrajlandığını bilmeden hazırladım. Bir daha ki sefere daha iyi olucak.
Sizi şimdi, Galata'dan İstanbul manzaralarıyla başbaşa bırakıyorum...
Galata kulesine her çıkışımda, bulutlardan , güneşten, ve gemilerden dolayı hep farklı fotoğraflar yakalama şansım oluyor. Aslında gün batımından öncede çıkmak istiyorum.
O kadar çok fotoğraf çektim ki nasıl paylaşacağımı bilemedim.
Bu şekilde çok başarılı olamadım. Ama bir daha ki sefere iyi olucak.
Bulutlar coştu.
Galata'nın ara sokaklarını yukarıdan izlemeye doyulmuyor.
Pencerelerden kimbilir Galata kulesi nasıl gözüküyordur.
Bu fotoğrafları düzgün kadrajlayacağımı sonradan farkettim.
Fotoğraflardan isteyen olursa gönderebilirim.
Sepia kullanmak , sanki daha hoş yapıyor fotoğrafları.
Çatılarda ki masalar, keyifler...
Konak kafenin kapısında Didem'le ben...
Galata'nın ara sokakları.
Bu en çok sevdiğim fotoğraf oldu nedense.
Yorumlar
Yorum Gönder