İSVİÇRE'NİN ŞELALESİ / RHEINFALL

Rheinfall'a bu 3. gidişim ve her gidişimde aynı heyecanla geziyorum. Rheinfall, Avrupanın en büyük şelalesi. Suyun sesi, serinliği terapi gibi geliyor. Bu şelale 15000 yıllık. İnanılmaz bir manzarası var, panoraması çok güzel. Toplamda 300 tane fotoğraf çekmişiz. Ama anladım ki, oranın tam ifadesi ve duygusu bu fotoğraflarla verilemeyecek.
 
En önemli faliyeti kanoya binmek. Kano ile 3 tane tur var. Biri sadece karşıdan karşıya geçmek. Biri şelalenin olduğu noktaya gitmek, diğeri ise şelalenin aktığı yerle Ren nehrinin devamında , 8 şeklinde bir gezinti. Biz sadece karşıdan karşıya geçtik.
 




Her saniyede yazın yaklaşık 600,000 litre, kışın 250,000 litre su akıyor. Hava soğudukça buzdan dolayı, akan su miktarı azalıyor. Döne döne aşağıya doğru iniliyor. Suyun düştüğü noktaya doğru bir ilerliyoruz.


Bu mağaradan geçip, balkona çıktıktan sonra ....

Artık dalgalara dokunulacak kadar yakınlaştık. Bu noktada suyun terapisine karşı koyamıyorsunuz.
Oksijen sanki tüpten solurken, minik su damlacıklarının yüzünüze çarpması inanılmaz bir duygu.






Balkondan bir ayrıntı.


Düşüşün uzaktan görüntüsü, az evvel kenarda ki balkondaydık.

Ren nehrinde ki ördekler ayaklarıyla balıkları tokatlıyarak yüzüyorlardı ve dilenci gibi köprünün altına toplanıyorlardı.

Rheinfall'ın etradında gezdikçe , o kadar değişik panoromatik fotoğraflarla karşılaşılıyor ki, sürekli fotoğraf çekme isteği uyanıyor. Bu manzaraların karşısında da restaurantlar ve kafeler var. İsviçre'de turistik yerlerin tanıtımı inanılmaz iyi yapılıyor. Daha girişte aldığınız broşürlerle, ilk önce gezilecek yerin ya da yerlerin haritaları, etrafta kalınacak oteller, restaurantların tanıtımı, açık oldukları saatler, yapılabilecek turlar ve detayları, bu noktaya yakın başka gezilecek yerlerin tanıtımı gibi bir bakıyorsunuz elinizde bir sürü broşür olmuş, ama bakıcak , karar verecek zaman yok.



Burası restaurant
 
 
1778 senesine ait bir kapı, 1500 lü senelere ait çeşmeler ve 1300 lü senelere ait kapılarda var. Ama neyin fotoğrafını koyacağımı şaşırdım artık.

Girişte ki, tablolar. Bu tablolar eski Rheinfall'ı anlatıyor bize.




Bizin mola verip, manzarasına doymaya çalıştığımız Restaurant Park am Rheinfal -Chuchi .
Çocuk menüsü boyama şeklinde geldi. Rivella , İsviçre'nin milli içeceği gibi. Gazoz gibi, ama süt özünden yapılıyor. Çok lezzetli. Hep tercihimiz oldu.

Gezi treni. Bu tür trenler etrafı hiç bilmeyen ya da yaşlılar için ideal.
 
Not: Halen blogları ziyaret edemedim. En kısa sürede başlıycam.
Seyahat sonrası toparlanmalarımız henüz bitmedi.
 
 
 

Yorumlar