İSVİÇRE SERÜVENİNE BAŞLIYORUM. İLK GÜN....

İsviçre'ye iner inmez, tek istediğim şey bahçeye kavuşmaktı. İsviçre'de arzu ederseniz, senelik cüzi bir kira ödeyip ( 100-150 İsv.Frangı) , güzel bir bahçe kiralayabiliyorsunuz. Toprakla uğraşmak isteyenler için bulunmaz bir nimet. Organik olarak yetiştirdiğiniz herşeyi , dışardan satın almadan evde tüketmek tam hayalimdeki şey.
Teyzeme , ilk önce bahçeye gitmek istiyorum dedim. Her telefon açtığımda ballandıra ballandıra anlatıyorlardı. Evlerine yürüme mesafesi 5 dakika.
  
 
İlk fotoğrafta evin karşıdan görünüşü, ikinci fotoğrafta evden bahçenin görünüşü.
 
Koşa koşa gittik.
" Hoy Enişte... Grüetzi..."
Eniştemi öper öpmez , neler var yok hemen kontrol ettim.
Eniştemde sağolsun, toplanacak şeyleri biriktirmiş 2 gündür, benim toplamam için.
Melisa içinde güzel bir tecrübe oldu. Dalından meyve sebze koparmak.
En önde yeşil biberler, koparıp yemeğe başladık.
Sera'da da domatesler kızarmıştı.
Herşey ilaçsız olduğu için koparıp üstümüze silip yedik. Sonrasında bir büyük torba topladık.


Yeşil biberleri yedikten sonra başladık turşuluk için toplamaya. 2 torbada onlar çıktı.

3 tane ekili karnıbaharlarda olmuş, hepsini aldık.
Çorba ve yemek yapıldı 10 günlük süre içinde. Bir kısmıda haşlanıp buzluğa kaldırıldı.

Dolmalık biberler toplandı, dolma yapıldı.


Kabaklar çok irileşmiş, kalsa daha da irileşiyormuş. Bunlar, evdekiler daha tükedilmediği için komşuya verildi.

Marullardan bir tanesi alındı. Salata olarak afiyetle yendi.
 
Kıvırcıklardan da birer tane aldık. Toplama işlemleri eniştem tarafından itinayla tarafımıza anlatıldı.
Artan kalın kabuklar, otları küçük küçük kesip grüncontainer'a( yeşilliklerin biriktirildiği , gübre için kullanılacak sepet) döktük.
 

Bahçenin küçük bir kulübesi varmış, yaklaşık 5-7 m2. içerde tezgah mutfak , masa, dolaplar. İsteseniz yatakta koyabiliyorsunuz. Malum artık kış geliyor. Yağmurda, karda bahçede gril yapıp, içerde keyif yapabiliyorsunuz. Ama havalar soğuyunca bizimkiler bahçeye pek oturmak için gitmiyorlar. Zaten elektrik sistemi yok. Su sistemi yok. Bahçeyi sulamak için, çatıların uçlarına bidonlar koyup, toplanan sular kullanılıyor. Ayrıca çeşme var, ama hortum kullanmak yasak.
Bu bahçelerin ortak kullandığı bir tuvalet var. Hobi amaçlı kullanıldığı için çok kalabalık olmuyor. Akşamları biraz hareketli oluyor, ve hafta sonları tabii. Ben 10 gün boyunca pek kimseye rastlamadım. Bir akşamda gril yaptık. Ama o gün açlıktan bitap düşmüş halde bahçeye vardık , yemeğe öyle bir dalmışız ki, masa dağıldıktan sonra fotoğraf çekmediğimizi farkettim.

Malum İsviçre'de çok çeşitli millet yaşıyor. Bu yüzden de gerçek İsviçre'li ben İsviçre'liyim diye evinin bahçesine, dükkanına , saksına bir bayrak oturtuyor. Bahçede de yine değişik bayraklar vardı. Kanton ve ülke bayrakları her yerde salınıyor. Bizimkinde yoktu :)
Sera'nın penceresi

Seradan kulübenin görüntüsü
Asma , üzümler ve suyun toplandığı  bidonlar.

Diğer evlerden bir görüntü...

 Kuş eviymiş, ama nasıl bir kuştur bu kadar minicik..
Kulübenin birinde alet edavatlar.
Makinalı Çapa Makinasıydı galiba. 3 arkadaş ortaklaşa almışlar.
Çiftiçiler gibi yorulmadan her bahçeyi 10 dakikada hallediyorlarmış.

Bahçeden evvel beslenmeden Melisa.
2. fotoğraftada biberler ve domatesten sonra ki Melisa.
 
Devamı evde devam edicek... Sonra sokaklara döküleceğiz...

Yorumlar