KISA KISA...

DEGAS / Sky Study
 
Dün bahsetmiştim. Bugün Şişli'de olacağımı . Natali'nin hemen dikkatini çekmiş. Trump towers'da ki görüşmemden sonra, aynı yerde buluşmaya karar verdik. Hafta içi, onu görmek bana gerçekten büyük bir ödül oldu. Enerji aldım ondan. Şişli'de olmak , eskiyi hatırlamak , bana tekrardan yaşlandıktan sonra , eski oturduğum yere Teşvikiye'ye dönüp, orada büyüdüğüm çevrede, değer verdiğim insanlarla, eski hatıralarla yaşlanmak isteğini uyandırdı. İnsan bazen ruhuna çok yakın hissettiği arkadaşlarla bir ömür boyu geçirmek istiyor. Benim böyle birkaç arkadaşım var. Ne mutlu bana. Onlarla yaşlanmak istiyorum...

Bu akşam Melisa beni çok güldürdü. Babasıyla telefonda konuşuyor:
-Baba hadi öpüyorum, muck, şimdi diğer yanağına geçir telefonu, muck, baba şimdi gıdıya getir telefonu , muck..... Baba şimdi sen beni öpücen, hadi öp.... (muck) şimdi bu yanağımdan( muck), Baba şimdi gıdımdan, telefon gıdıda :) ( muck)...

Sözcükler dergisi bu akşamın favorisi. Üç nokta'yı okuyorum. Ayça Erkol'a ait. Ben yazılarımda üç noktayı kullanmayı çok sevdiğim için sanırım. " Üç nokta ise herşeye rağmen yaşamın devam ettiğini, hiçbirşeyin kesin kurallarının olamayacağını gösteren muhteşem bir keşiftir anneme göre."... ne güzel bir cümle di mi... Demek bazı şeyleri kullanmak, kişiliklerin belirlenmesine ayna tutabiliyor.


Yorumlar