Şunu en başta belirtmeliyim ki, 2 günlük Floransa gezisinde, sadece meydanlar ve birçok kilise gezildi. Ana hatlarıyla gezdik. Görülmemiş bir sürü müze var daha. Gideceğimiz net olmadığı için kitap almamıştım. Gelir gelmez, Dost Görsel Gezi rehberlerinden hemen sipariş verdim. Floransa ve Toscana, Venedik ve Veneto, Roma ... Şimdi Floransa fotoğraflarını düzenliyorum ve bir yandan da kitabı okuyorum. Çektiğim o kadar çok fotoğraf var ki , sadece Floransa bölgesinde 1000 üzeri kadar.
Bunları düzenlemeye çalıştım. Girip çıktığım bir çok meydan, irili ufaklı heykeller, büstler, kiliseleri buraya koyamıyorum. Yer yok, zaman yok. Benden tavsiye ne yapıp edip, ölmeden önce İtalya'yı görün, hatta iki kere görün.
Rotayı Floransa'dan başlattık. İyi ki buradan başlatmışız diyorum, sebebini Roma ve Vatikan'ı anlatırken söyleyeceğim.
Sanattan hoşlanıyorsanız, bu şehre hayran olursanız. Ayrıca İtalya'yı görünce, başka boyuttan bakmaya başladım. Sanat, estetik, görsel şölen bir tarafta, ve diğer herşey bir tarafta...
San Lorenzo Meydanı
Bu meydanda pazar kurulu, yürümek hayli zordu. Kalabalığın fotoğrafını çekemedim, kalabalıktan dolayı... Durup alışveriş bile yapamadık. Satıcılar genelde, Bangladeş, Hindistan, Pakistan ve bir çok Afrikalı vatandaştı. İtalyan hiç yoktu diyebilirim. Restorantlarda bile bu milletlerden çalışan çoktu. Pazarın çevresi irili ufaklı kafelerden oluşuyor. Kafelerde ya da restorantlarda oturup bir şey yemek isterseniz, kişi başına 2 Eur. şehir vergisi ödüyorsunuz. Biz ancak çok yorulduğumuzda, ya da tuvalet ihtiyacının acil olduğu durumlarda restorantlara oturmayı tercih ettik.
Diğer zamanlarda , pizzamızı take away istedik, meydanlarda, merdivenlerde, banklarda oturup yedik. Turist o kadar çok ki, bu kadar insanı karşılayacak cafe-restorant imkansız yoktur. Ekstra vergi ödemek isteyeni buyur ediyorlar aslında. Şimdi 2 Eur'da bir şey değil demeyin. 6 Tl kişi başı, 3 kişi 18 tl. bir öğün . Öğle -akşam otursanız, 36 tl. 8 gün kaldık, yaklaşık 350 tl havaya ... Bu arada tüm kaldığımız otellerde bu parayı zaten ödedik. Kişi başı 2 eur.'dan .
Sabah kahvaltılarını otelde ya da market alışverişi yapıp odamızda yaptık.
Yediğimiz , yiyebildiğimiz tek şey pizza , makarnaydı. Kahvaltıda kruvasan, peynir, nutella .
Ama birkaç gün daha kalsaydık, sanırım artık bıkkınlık noktasına gelecekti.
Santa Maria kilisesi.
Kapalıydı gezemedik. 1279-1357 yılları arasında yapılmış. Şimdi diyeceğim ki, Floransa'nın en önemli sanat eserleri varmış içerde. Gezdikçe gezdikçe, burada da varmış, şurada da varmış diyip heyecanlanıyorsunuz, sonra zaten her yerde sokaklara dökülmüş sanat eserlerini gördükçe, bir doyum noktasına ulaşınca, artık dönüp bakmıyorsunuz, fotoğrafını bile çekmez hale geliyorsunuz.
İtalya'nın genelinde doğup büyümek, gerçekten bir ayrıcalıkmış. Sürekli bu eserlerle aynı anda yaşamı sürdürmek, farklılıktır. Kimse demesin, bizim ülkemizde şu eserler bu eserler var, tarihi eserlerimiz çok fazla. Biz şöyleyiz, biz böyleyiz... Rönesans 'ı dikkate alırsak, biz Rönesans'ın 1000 yıl kadar gerisinde kalmışız. Teknolojiden bahsetmiyorum. Teknolojiyi şimdi Afrika'nın balta girmemiş ormanlarına da götürebiliriz.
Pazarlarda, sokaklarda, dükkanlarda gezerken, o kalabalık içinde bir kişi bile ayağınıza basmaz mı, bir kişi bile çarpmadan yanınızdan geçmez mi, çarpmadı, basmadı, itmedi, bağırmadı, ötelemedi, dikkat etti, itina gösterdi, saygılı oldu.
Floransa'nın sembollerinden ve en eski yapılarından biridir. Duomo.
Duomo aslında her şehirde var. Tanrının evi demekmiş. 1359 yılında yapımı bitmiş.
Burada bir gün geçirseniz ve tek tek tüm ayrıntılara baksanız, kesinlikle bir gün yetmez.
O kapılar, o heykeller, ayrıntılar, süslemeler...
İçerde her yer mermer, fotoğraf yok. Demek ki çektirmemişler. Ya da kısıtlı yer dolaştırıyorlardı.
İçerden hiç birşey hatırlamıyorum ne yazık ki. Rüyada gibi birşeydim zaten.
Brunelleschi'nin Kubbesinin içi. Dönemin en büyük kubbesi ve iskele kullanılmadan yapılmış.
463 basamak tırmanarak, Duomo'nun çan kulesine tırmandık. Oradan Floransa'nın görüntüsü müthiş.
Gördüğünüz her yapının tarihi bir öyküsü var. Elimde şu an okuduğum rehberde tek tek anlatıyor.
Ama maalesef ki , görmeye fırsat yok.
Bu klasik bir Floransa fotoğraflarından biri, kuleye çıkan her fotoğrafçı çekiyor . Bir tanede benden...
Piazza della Signoria
Benzersiz bir açık hava sanat galerisi. Tüm heykeller orijinal.
Sadece Davud heykelinin orijinali Accademia'ya taşınmış.
Heykellerin büyük bölümü, Floransa cumhuriyetinin yükselişi ve düşüşüyle ilgili.
Meydan ve bunun gibi diğer meydanlar her zaman toplantı, şenlik ve gösterilere tanık olmuş. Bizim gittiğimiz günde , bir yarışma vardı.
Palazzo Vecchio.
İçine girmeye vakit olmadı.
Davut heykeli her zaman ihtişamıyla beni çok etkilemiştir. Ama bunu görünce, artık benim heykelim bu diyorum. Neptün Çeşmesi. Ammannati'nin etrafı su perileriyle çevrilmiş Roma deniz tanrısının betimlendiği Maniyerist çeşmesi, Toscana'nın denizcilik zaferlerine atanmış.
Bakmakla doyamadığım bir eser. Şu adamın suratındaki, duruşunda ki ihtişama bakar mısınız.
Meydanda öyle bir duruyor ki sırt tarafından giriyorsunuz ve ilk görülecek heykel, ama suratını göremiyorsunuz. O yüzden ilk merak uyandırıyor. Gördükçe gördükçe, vay be diyorsunuz. :)
Perseus
Cellini'nin yılan başlı canavar Medusa'nın başını tutan bronz Perseus heykeli.
Burası Palazzo Vecchio'nun avlusu.
İsmini hatırlayamadığım yine çevre meydanlardan.
Uffizi meydanından. Sokak ressamlarından irili ufaklı resim satın aldım. Orijinal.
5-35 eur. arasında değişiyor. Belki daha pahalıları da vardı.
Ben 5-7-10 eur'ya suluboyalar aldım. Melisa'ya ilerleyen senelerde hatıra kalsın istedim.
Uffizi galerisinde fotoğraf çektirilmiyor.
Leonardo da Vinci, Michelangelo, Raffaello, Botticelli , Tiziano gibi birçok tanınmış sanatçının resmi vardı. Tabii bunların dışında fazlaca, ismini dikkat edemediğim, özellikle dini resim yapan bir çok sanatçının, heykel ve resimleri vardı.
Uffizi , 1560 yıllarında, çalışma ofisleri olarak Vasari tarafından yapılmıştı. Meydan yine birçok sanatçının da heykelleri vardı. Sütunlara yerleştirmişler.
İsmini hatırlayamadığım kilise ve bunun gibi birçokları gönlümü çaldı,
taaa ki Vatikan' daki San Pietro'yu görene kadar.
Ponte Vecchio
yani eski köprü. 1345 yılında inşa edilmiş ve halen ayakta.
Günbatımında bu köprü ve çevresi, açık hava sanat eseri. Allahım buraya ayrı bir ışık vermiş sanki.
Köprünün üzerinde birçok küçük dükkan var.
Köprüde ki dükkanlar.
Floransa'dan sevgiler.
Bir sonra ki yazı Pisa ve Siena...
Yorumlar
Yorum Gönder