MELANKOLİ

Bu resmi çok sevmiştim. 1993 yılında yani daha 19 yaşımdayken birebir kopyasını yapmıştım. Zor ve zorlayıcı olduğu için çok severek ve isteyerek yapmıştım. Melankolinin o zaman gerçekten ne anlama geldiğini bilemezdim. Yaşamak hissetmek lazım. Düşünen kadın demiştim bu resimde ki figür için. Sanatla uğraşıyor, ya da zanaatkar, düşünüyor işte...

Şimdi daha iyi anlayabiliyorum melankolinin anlamını. Depresyon mu desem tam değil, mutsuzluk mu o da değil, her şey tam ama içime tam bir kara perde inmiş. Her zaman bu perdeler inmiyor, ya da kapanmıyor. Kim nasıl kapatıyor bilinmiyor, ne zaman kapanıyor bilinmiyor. Kalbimle karnım arasında bir ısı, bu ısı hafif tedirginlik yaratıp, hafifte mide bulantısı gibi, bir hastalık hissi veriyor.

Canım hiç bir şey yapmak istemiyor. Herhangi bir şeye gülemiyorum. Gözümün bir yere değmesi, birinin konuşması fazlalık sanki. Benden kimse bir şey beklemesin, istemesin, hatta konuşmasın benimle ,kulaklarım bir şey duymasın, vücut kabul etmiyor. Hüzün var içimde, kendimle mücadele ediyorum, ağlamak istiyorum, kimse yardım etmedi şimdiye kadar, kimse de gelip şu anda sarılmasın bana, telkin etmesin. Perdeyi kim indirdi, kim açacak... belli değil...

Melankoliğim ben. Ama kim, ne zaman benim içime bu kara perdeleri çekti bilmiyorum. Ben böyle değildim.
Aylardır mücadele ediyorum. Bir iyi bir kötü... perdeler bir açılıyor, bir kapanıyor...

Sanki vücudumda bir zehir artıyor, sonra atıyorum onu, normale dönüyorum, sonra yine birikiyor.
Yine başlıyor melankoli. Kaç gündür iyiydim, şimdi birden yine başladı. Yine bunaltı, yine bulantı...
Kim anlayacak beni, hani iyiydin, iyiydim... mutluydun , mutluydum....
ve hayatın devamı için yapmam gereken bir yığın şey beni bekliyor...
mücadeleye devam...
hayatı savaşa çevirmek bu olsa gerek...

yürek dolu, göz dolu, kulak dolu, omuzlar dolu... karnıma yumruk yemişsem de, kanım zehirlenmişse de kimin umurunda, umurumda.... yola devam, azimli, yılmaz savaşçı...

Yorumlar