Akasya'ya 2. defa gidiyorum. Yeni mekanlar keşfetmek, değişik atmosfer, dekorasyon hoşuma gidiyor. Bu ortamlarda oturup, iç mimar gibi, masasından sandalyesine, yer döşemesinden, duvar rengi, dekorasyon objelerine kadar her yeri inceliyorum. Hissettirmek istediklerini hissettirebilmişler mi? Mutfak takımlarını, çatal-bıçak, fincanlar, bardaklar, peçetelere ve eşlik eden müziğe kadar...Chelsea Tea House bu konuda son derece başarılı bir mekan. Dışardan bakıldığında aydınlık ve soft renkleriyle sizi içine çekiyor. Bir çay evi gibi görünse de, kahve ikramı var mı diye öncelikle sorduk. Olumlu cevap alınca, hemen girip yumuşak yastıklara sırtımızı yasladık.
Karşımızda, birbirinden narin ince çay fincanları, takımlar, kupalar, bakmakla doyamacağın bir göz ziyareti sergiliyor. Pinterest'i takip ediyor musunuz bilmiyorum, ama benim hesabımda özellikle "cup"larla ilgili pinlerim var. Orada bulduğum o narin fincanları canlı canlı karşımda görünce çok sevindim, ama maalesef biraz pahalı. Ancak özel günlerde hediye alırım ya da hediye gelsin diyebileceğiniz tarzda fincanlar. Koleksiyonerler için bulunmaz bir yer. Birgmingham Sarayı etiketli fincanlar, size İngiliz asaletiyle çay keyfini yaşatır. Başka bir yerde şubesi de yokmuş. Anadolu yakasına geçerseniz mutlaka uğrayın derim.
Google 'da internet sayfası var mı diye ararken, başka bir blogcu arkadaşın paylaşımını buldum. Onun anlatımı ve anlattıkları benimkilerden daha farklı , çünkü çay tutkunu kendisi. http://cayaski.com/chelsea- tea-house-kesfi/ . Onun yazısına da bir göz atın derim.
Yorumlar
Yorum Gönder